Aşık Daiminin asıl adı İsmail Aydındır. İsmail Aydın, Erzincanın önceleri Tercan, sonra Çayırlı ilçesine bağlı Kara Hüseyin köyünde yetişmiştir. Ailesi Ali Bey Köyünden İstanbula göç etmiştir. İsmail Aydın, 1932 yılında İstanbulda dünyaya gelmiştir. Dört-beş yaşlarındayken ailesi önce Tercana sonra Kangala, İkinci Dünya Savaşı sırasında ise tekrar Tercana göç eder. İsmail Aydın, yedi çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğudur. Annesi Selvi Ana ile Musa Dede amca çocuklarıdır. İsmail Aydın iki dedesi de saz ustasıdır. Yedi yaşına gelen İsmail, dedesi Dursun Dededen ilk derslerini almaya başlar. Kısa sürede ustalaşır. Bir gece rüyasında Pir elinden bade ( Bazı eserlerinde bade, bazı eserlerinde dolu içtiğini söylüyor.) içirilerek kendisine bundan sonra adını Aşık Daimi olduğu ve Alevi Yedi Ulu Ozan kervanına katıldığı söylenir. Aşık Daimi, Bir seher vaktinde indim bağlara adlı ilk yapıtını 1948 yılında yazıp besteledi. Daimi bu yapıtında dünyaya geliş anını yaşamında dostlarının ve dost muhabbetinin önemini dertlerini ise sadece sazının ortak olduğunu, bu dünyadan göçtüğünde ise dallarının yaralanacağını anlatır. Sivas ve Erzincan yöresinde Daimi ailesine Ali Babaoğulları denir. İsmail Aydın. Aşık Daimi tapşırmasını aldıktan sonra Anadoluyu köy köy, kent kent dolaşmaya başlar. Çağında yaşayan tüm ozanlarla zaman zaman bir araya gelir, sohbetlerde muhabbetlerde bulunur. Onlarla birlikte halk konserleri düzenler. Kendisinden yaşça büyük olan çok sevdiği bu ozanlar tarafından da sevilir ve sayılır. Aşık Veysel, Aşık Ali İzzet, Aşık Dursun Cevlani, Aşık Davut Suları bu ozanlardan bir kaçıdır. Aşık Beyani, Aşık Mahzuni, Ekberi ise kendisinden yaşça küçük olan sevdiği ozanlardır. Aşık Daimiyi iki dedesinden sonra etkileyen iki önemli ad daha vardır. Birincisi Eyüp Dede İsyanidir. Aşık Daimi, Eyüp Dede için, Eyüp Dedede Daimi için birer şiir yazmışlardır. Daimiyi etkileyen ikinci ad ise kendisinden yaşça büyük onan çok sevdiği Potik Dededir. Daimi, Potik Dede için de bir şiir yazmıştır. Aşık Daimi, 1951 yılında Aşık olup şiirler yazdığı Gülsüm Hanımla evlenmiştir. Vatani görevini 1960 yılında Ispartada tamamlar. Askere gitmeden önce bir trafik kazasından sonra babasını kaybeder. Daimi, çocuklarının eğitimine çok önem verdiği için asker dönüşü Erzincana yerleşir. Çünkü ikamet ettiği köyde okul yoktur. Erzincanda iki yıl kaldıktan sonra çok sevdiği ve doğduğu il olan İstanbula göç eder. Uzun yıllar İstanbul radyosunda sözleşmeli sanatçı olarak görev yapar. Ayrıca bir bağlama öğretim evi açarak çok sayıda öğrencide yetiştirir. Aşık Daimi, köyde yaşadığı dönemde genellikle Alevi yapıtlar üretmiştir. Kentte yaşamaya başladıktan sonra toplumsal olaylardan etkilenip, deyişlerin yanı sıra toplumsal içerikli yapıtlar da yazmaya başlar. Artık duyarlı dizeleriyle halkın duyan kulağı, gören gözü, konuşan dili olur. Şiirlerinde halkı dolandıran kişilerden Doğu illerinin geri kalmışlığına, Meclisteki milletvekili kavgalarından, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın dertlerine, sorunlarına değinmiş gençlerimize ve insanlarımıza öğüt veren bir halk ozanı olarak bir çok konuyu işlemiştir. Daimi, sanatçı arkadaşlarıyla yurt içinde ve yurt dışında turnelere çıkmış, çok sayıda konserler vermiştir. Yurt dışında yaşayan gurbetçilerimizin bulunduğu ülkeleri dolaşarak sazıyla sözüyle onların vatan özlemlerini gidermeye çalışmıştır. Aşık Daimi, bir Perşembe akşamı akrabalarının evinde saz çalarken, ecele yakalanmış eşi ve akrabaları tarafından Cerrah paşa Tıp Fakültesi Hastanesine götürülmüş, üç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra, Pazarı Pazartesiye bağlayan (17.04.1983) gece Hakka yürümüştür. Daiminin kabri, İstanbulda Karacaahmet Türbesinin yanındadır. Aşık Daimi, 51 yıllık yaşamı boyunca bine yakın eser yazmış, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde gördüğü baskı sonucu yapıtlarının bir bölümünü eşinin ağlayıp yalvarmalarına aldırmadan yakmıştır. Daimi, yapıtlarını radyo programları yanı sıra plak, kaset ve konserlerde halka duyurmuştur. Kendi yapıtlarının yanı sıra, kendinden önce yaşamış ozanların yapıtlarını da besteleyerek halka sunmuştur. Daimi, gönülden bağlı olduğu halkı tarafından da çok sevilmiş, kendisine Yirminci Yüzyılın Pir Sultanı, Daimi Baba gibi adlar yakıştırılmıştır. Halk arasında İsmail Aydın, İsmail Daimi ve Aşık Daimi adıyla tanınır. BU DA GELİR BU DA GEÇER AĞLAMA Ne ağlarsın benim zülfü siyahım Bu da gelir bu da geçer ağlama Göklere erişti figanım ahım Bu da gelir bu da geçer ağlama Bir gülün çevresi dikendir hardır Bülbül har elinden ah ile zardır Ne olsa da kışın sonu bahardır Bu da gelir bu da geçer ağlama Daimiyim her can ermez bu sırra Gerçek aşık olan yeter o nura Yusuf sabır ile vardı Mısıra Bu da gelir bu da geçer ağlama GÖR SEHER YELİ Eğer gider isen yarin iline Selamımı yare ver seher yeli Can bülbülü hasret kaldı gülüne O gül çehresini gör seher yeli Yürüdüğün yollar duman mı dağ mı Etrafı yeşillik bahçe mi bağ mı O nazlı sevdiğim hasta mı sağ mı Bir kez hatırını sor seher yeli Kirpikleri oktur sineme çakar Gören aşıkların bağrını yakar Yarim seher vakti seyrana çıkar Zülfünü yüzüne vur seher yeli Elleri kınalı yakılar ile Göğsü elvan elvan takılar ile Yayladan aldığın kokular ile Yarin çevresini sar seher yeli Dertli Daimiyim buralı olsam Güzeller yurdunun maralı olsam Şu gurbet ellerin kıralı olsam Yardan ayrılması zor seher yeli Aşık DAİM
|